-
1 adı çıkmak
прослы́ть кем, дискредити́ровать себя́ -
2 adı çıkmak
аты чыгу; аты-чабы чыгу -
3 adı çıkmak
v. gain a bad reputation, get a bad name -
4 adı çıkmak
to get a bad reputation -
5 adı deliye çıkmak
прослы́ть сумасше́дшим -
6 adı kötüye çıkmak
to get a bad reputation -
7 аты-чабы чыгу
adı çıkmak -
8 аты чыгу
adı çıkmak -
9 سرزبانها افتادن
adı çıkmak -
10 ad
и́мя (с)* * *1) и́мяadın ne? — как тебя́ зову́т?
adında — по и́мени
Metin adında bir kimse — не́кто по и́мени Мети́н
adınızı bağışlar mısınız? — не соблагово́лите ли Вы назва́ть своё и́мя?
ad koymak — дать и́мя, наре́чь
2) назва́ниеadı geçen — [выше]упомя́нутый, на́званный
3) грам. и́мя существи́тельноеözel ad — и́мя со́бственное
••adı çıkmış dokuza, inmez sekize — посл. ≈ оди́н раз укра́л, наве́к во́ром стал
- adına- ad almak- adını anmamak
- adı batası
- adı batacası
- adı batmak
- adı belirsiz
- adı bozulmak
- adı çıkmak
- adı deliye çıkmak
- adı gibi bilmek
- adı kalmak
- adı karışmak
- adını kirletmek
- adını lekelemek
- adını koymak
- adı sanı belirsiz
- adı sanı meçhul
- adı sanı var
- ad takmak
- adı üstünde
- ad vermek
- adını vermek
- adı var -
11 прослыть
сов.... diye şöhret kazanmak;... diye adı çıkmakпрослы́ть драчуно́м — kavgacı diye adı çıkmak
-
12 ославиться
сов., разг. -
13 be in bad odor
kötü izlenim bırakmak, kötü tanınmak, adı çıkmak -
14 gain a bad reputation
v. adı çıkmak -
15 get a bad name
v. adı çıkmak -
16 be in bad odor
kötü izlenim bırakmak, kötü tanınmak, adı çıkmak -
17 gain a bad reputation
v. adı çıkmak -
18 get a bad name
v. adı çıkmak -
19 geraten
geraten [gə'ra:tən] <gerät, geriet, geraten>1) in Gefahr \geraten tehlikeye uğramak;in Verlegenheit \geraten mahcup bir duruma düşmek;in Schwierigkeiten \geraten zor duruma düşmek;unter ein Auto \geraten bir otonun altına girmek;er ist an den Falschen \geraten tam adamına çattı;in Not \geraten başı dara düşmek, zarurete düşmek, sıkıntıya girmek;in Panik \geraten paniğe kapılmak;in Verruf \geraten adı çıkmak;außer sich dat/akk \geraten kendini kaybetmek2) ( beginnen)in Brand \geraten yanmaya başlamak;in Vergessenheit \geraten unutulmaya başlanmak;ins Stocken \geraten ( beim Sprechen) kekelemeye başlamak; ( Verkehr) tıkanmak3) ( gelingen) olmak;gut/schlecht \geraten iyi/kötü olmak;das ist etwas lang/kurz \geraten bu biraz uzun/kısa kaçtı;nach jdm \geraten birine çekmek -
20 ad
adı batası(ca) hol ihn der Teufel!; verflixt, verteufelt;adı batası hastalık diese verflixte Krankheit!;adı belirsiz ganz unbekannt;-in adı (fenaya) çıkmak in Verruf kommen;(yukarıda) adı geçen oben erwähnt;adı geçmek erwähnt werden;adı sanı var allen bekannt;-in adına im Namen (G); im Auftrag (von D);adını vermek jemandes Namen nennen;adımı ver beruf dich auf mich!;adınızı bağışlar mısınız? darf ich Ihren werten Namen wissen?
- 1
- 2
См. также в других словарях:
adı çıkmak — 1) kötü bir ün kazanmak Onun adı çıkmış yoksa fena adam değil. 2) hakkı olmayan bir ün kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adı deliye çıkmak — deli olmadığı hâlde deli olarak tanınmak Böyle bir şey yazmaya kalkarsam adım deliye çıkacak. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
adı kötüye çıkmak — ünü kötü olarak yayılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ad — 1. is., ddi, Ar. ˁadd 1) Sayma 2) Sayılma Birleşik Sözler addetmek addolunmak 2. is. 1) Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim: Çocuk, kedi, ağaç, düşünce, iyilik, Ahmet, Ertuğrul birer addır 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk — is. 1) Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 40, XL rakamlarının adı 3) sf., mat. Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık Birleşik Sözler Kırkağaç kavunu kırkambar kırkayak kırk basması kırkbayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
Koca Yusuf — was a Turkish strongman/weightlifter. Aside from his strength and impressive physique, Koch was also well known for his intelligence and ability to write poetry and novels.Early YearsKoca Yusuf was born in 1856 in a village known as karalar,… … Wikipedia
adam — is., Ar. ādem 1) İnsan 2) Erkek kişi, kadın karşıtı İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak. M. Ş. Esendal 3) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. K. Tahir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
balık — is., ğı, hay. b. Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı Birleşik Sözler balık adam balık bilimi balık çorbası balıketi balık eti balıkgözü … Çağatay Osmanlı Sözlük